Ateş! Bizi ısıtır, şaşırtır, ve bazen bizi korkutur. Kesin olan bir şey varsa oda şudur ki ateşsiz bir hayat hayal etmek zor.
Öncelikle ateşin kelime anlamıyla başlayalım.
Ateş: Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık (TDK)
Yunan mitolojisine göre Prometheus, tanrılardan ateşi çalmış ve insanlara vermiştir. Birçok Kızılderili kültürü kurt, ağaçkakan veya çakal gibi bir hayvanın kötü bir varlıktan çaldıktan sonra insanlara ateş getirdiğine inanır. Pasifik’teki Caroline Adaları’ndan gelen efsaneler, Olofat adlı genç bir çocuğun gagasında ateşle cennetten uçmasına izin vererek insanlara ateş verdiğini söylüyor.

İnsanların ateşi kullandığına dair en eski kanıtlar, Doğu Afrika’daki arkeolojik alanlardan geliyor. Chesowanja’daki kanıt, bilim adamlarının 1,42 milyon yaşında olduğunu tahmin ettiği kırmızı kil parçalarının keşfidir. [5] Bilim adamları sahadaki bazı parçaları yeniden ısıttılar ve kilin sertleşmesi için 400 ° C’ye ısıtılmış olması gerektiğini keşfettiler.

İnsanların davranışlarında önemli bir değişiklik ateşi kontrol etmelerinden ve ateşten gelen ışıktan kaynaklandı. Yapabilecekleri artık gündüz saatleriyle sınırlı değildi.
Harvard Üniversitesi’nden Richard Wrangham, nişastalı gıdalardaki kompleks karbonhidratları sindirmeyi kolaylaştırdığı için bitkisel gıdaların pişirilmesinin beynin büyümesine neden olabileceğini savunuyor. Bu, insanların yiyeceklerinden daha fazla kalori almasına izin verdi.

Aynı zamanda ateşi bulan insanlar ateşi silah yapımı için de kullanmışlardır.
Schöningen mızrakları denilen mızraklar Almanya’nın Helmstedt bölgesindeki Schöningen’deki açık döküm linyit madeninde 1994 ile 1998 yılları arasında kazılarında, Paleolitik Çağ’a ait sekiz tahta fırlatma mızrağı buldular.
Mızraklar, taş aletler ve at kalıntılarıyla birlikte bulundu, bunlardan birinin leğen kemiğinde hala mızrak vardı.


Yorum bırakın