Marie Curie yetenekli bir bilim insanıydı. 1867’de Polonya’nın Varşova şehrinde doğmuştur. Ebeveynleri öğretmendi. Marie on yaşına geldiğinde annesini kaybetti.
Harika bir öğrenciydi. Fene, matematiğe ve yabancı dillere bayılıyordu. Kız kardeşiyle beraber üniversiteye gitmek istiyordu ancak o zamanlarda Polonya’da sadece erkekler üniversitelere kabul ediliyordu. Kızlar ise okumak için Fransa’ya gidiyorlardı ama bunun içinde yeterli paraları yoktu. Marie Polonya’da öğretmenlik yapmaya başlayarak kız kardeşi Bronya’ya para gönderiyordu. Bronya Paris’te üniversite okuyup doktor oldu ve çalışmaya başlayarak Marie’nin okumasına yardım etti.
Yirmi dört yaşına geldiğinde Marie Paris’teki Sorbonne Üniversitesine başlamıştı. Kız kardeşinin gönderdiği parayla geçinmesi gerektiğinden eline çok bir para kalmıyordu. Okulunun yanında küçük bir dairede kalıyordu. Dairesinin ne ışıkları ne suyu ne de bir ısıtma sistemi vardı. Hatta bazen Marie parasızlıktan dolayı sadece ekmek ve çay ile gününü geçiriyordu.
Marie sıkı bir çalışma ile 1894 senesinde mezun oldu. Mezun olduktan bir sene sonra Pierre Curie ile evlendi. Pierre de bir bilim insanıydı. Marie ile Pierre senelerce beraber çalıştılar. En önemli buluşları Radyum elementiydi. Bu günlerde doktorlar ışınlar ile kanseri yenmek için radyumu kullanırlar. Curie çifti buluşları ile Nobel kazandı. Bu bir bilim insanının alabileceği en prestijli ödüldü. Marie ise bu ödülü kazanan ilk kadın bilim insanıydı.
Marie otuz dokuz yaşına geldiğinde kocası Pierre bir trafik kazasında hayatını kaybetti ama bu Marie’yi durdurmadı ve çalışmalara tek başına devam etti. Marie Fransa’da profesör unvanını aldı. 1911 senesinde ikinci Nobel Ödülünü kazandı. Ancak senelerce Radyum ile çalışmak sağlığını mahvetmişti. 1934 senesinde kanserden öldü. Kızı Irene ailesinin çalışmalarına devam etti. Ve Irene de Nobel kazandı. Ne yazık ki genç yaşta kanserden öldü. Bu iki kadın hayatlarını bilim uğruna feda etti.

Yorum bırakın