Yargılar

İnsanlar hayatlarının çoğu yerinde yargılarla karşı karşıyadır. Bazen yargıya maruz kalan bazen ise yargılayan rolünde herkesin hayatında büyük yer kaplar yargılar. Her insan kendi hayatında bir hakim ve bir sanıktır. Her insanın içinde sürekli kurulu bir mahkeme vardır. Hiç farkında olmadan yapılı bu yargılama durumu.

Sokakta yatan bir insan gördüğümüzde onun evsiz olduğu kanısına varmamız çok kolaydır. Onun hikayesi çoğu insanı alakadar etmez. İnsanlar sadece onun evinin olmadığına ve sokakta yattığına bakar. Ondan korkarlar çünkü genel yargı evsizlerin suç işleme olasılığının daha fazla olduğu yönündedir. Bu bir ön yargıdır.

Bir arkadaşımız bizi kırdığında yahut sinirlendirdiğinde onun yaptığı hareketi tekrarlayacağına inanırız. Ya da bir insan güveninizi bir defa kırdığında ona bir daha güvenmeniz çok daha zor olacaktır. Bu insanın geçmişte yaşadıkları, gördükleri ve duyduklarıyla gelişmiş bir savunma mekanizmasıdır ve buna da kesin yargı demek bana göre doğru olacaktır.

Sokak ortasında bağırarak küfür eden bir insanın ahlaksız olduğunu düşünmemiz, yemek yerken çatal bıçak yerine ellerini kullanan bir kişinin görgüsüz olduğunu düşünmemiz ve ya kendinden büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atan birisinin saygısız olduğunu düşünmemize ise genel yargı demekte bir mahsur olduğunu düşünmüyorum.

Genel yargı, toplumun kültüründen gelen durumlara bağlı olarak ya da ortak özellikleri bulunan insanların aynı olduğunu düşünmemizi sağlayan bir kavramdır.

Ön yargı, çoğu zaman genel yargıya bağlı olarak ya da insanın kendi tecrübelerinden yola çıkarak daha önce gördüğü şeyleri hayatındaki yeni tecrübelerine aktarmasını sağlayan bir yargıdır.

Kesin yargı ise sadece insanın tecrübeleriyle edindiği ve değişmesi çok zor olan yargılardır.

Peki ne işe yarar yargılar?

Aslında yargılar insanın kendini korumak için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer mantığı ile düşünmek yargıları anlamak konusunda yardımcı olacaktır ancak yargılar her durumda faydalı mıdır?

Yukarıda bahsettiğim genel yargı, ön yargı ve kesin yargı çoğu insan tarafından kötü olarak nitelendirilip yine çoğu insan tarafından fark edilmeden kullanılan araçlardır. Her insanın belli bir insan tiplemesine, bir malzemeye ve ya bir duruma karşı ön yargısı vardır. Örneğin patlıcan sevmeyen birisi belki patlıcan salatası sevebilir ama “Ben patlıcan sevmiyorum demek ki patlıcan salatası da sevmem” diye düşünerek tadına bile bakmadan sevmediği kanısına varır.

Yargılar her insanın bilerek yahut bilmeyerek kullandığı araçlardır. Kötü olarak anılsa da aslında kötü olan şey yargılar değil yargısız infazdır. Bir nesneye, bir insana ya da bir duruma karşı bazı yargılarınız olabilir bu normaldir. Kötü olan şey yargılarınızdan dolayı karşınızdakine hiç şans vermeden onu bir kalıbın içine sokmaktır.

Yargıların sadece kötü yönlü yapılan bir şey olmadığını da belirtmek isterim. Öyle ki yukarıda verdiğim örneklerin neredeyse hepsi kötü yönlülerdi. Ancak bir insan temiz yüzlü diye kolay güvenmek veya birisi kibar konuşuyor diye iyi bir insan olduğunu söylemek de bana kalırsa yanlıştır.

Aslolan yargıların kötü olduğunu söyleyip yargılardan kurtulmak değildir. Yargılarınızdan kurtulmak sizi bazı durumlarda savunmasız bırakacaktır. Yapılması gereken şey sahip olduğumuz yargıların mantığımızın önüne geçmesini engellemektir, yargısız infaz yapmaktansa yargılarımızı her daim aklımızın bir köşesinde tutup karşı karşıya geldiğimiz durumu anlayarak mantığımızla yargılarımızı yeniden şekillendirmektir.

Sevgili dofttech.com okurları, lütfen yargılarınızdan kurtulmaya çalışarak kendinizi hırpalamayın. O yargıları şekillendirin ki size zararları değil faydaları dokunsun. Bir insanı, bir durumu ya da bir nesneyi direkt olarak yargılamaktansa onu anlamaya ve kendi içinizde de anlamlandırmaya çalışın. İnsanlar yargılarını olumlu yönde değiştirmeyi öğrendiği gün daha güzel bir gelecek bizi bekliyor olacaktır.

Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. İyi günler.


,

Yorum bırakın