D.O.F.T.

The Stanley Parable son zamanlarda oynadığım en ilgi çekici oyunlardan biriydi. Kısaca bahsetmek gerekirse FPS bakış açısıyla bir karakteri kontrol ediyoruz ve arkada bir “Dış ses” bize hikaye anlatıyor. Evet, o hikayenin ana kahramanı biziz. Buradan sonra her şey bizim elimizde. İstersek dış sesin hikayesini bitirmesine izin verip, “Şu kapıdan geçince sol tarafa yöneldi.” gibi yönergeleri takip ediyoruz. İstersek dış sesin dediklerini kısmen uygulayarak hikayeyi değiştiriyoruz. İstersek de yönergelerin tam tersini yaparak hikayeyi tepetaklak ediyoruz. Oyunumuzda tek bir son yok. Ortalama 15’er dakikalık (bazen bu süre 4 saat oluyor bazen 5 saniye) hikayeleri oynuyoruz ve 20 adet birbirinden güzel final bulunuyor. İçerisinde bulunan EasterEgg’ler de insanı gülmekten yerle bir eden cinsten. Üstelik oyun Türkçe!

Peki The Stanley Parable bende ne hissettirdi? Öncelikle bu oyunun tam bir stres atma oyunu olduğunu söylemeliyim. Bu oyunu oynayacaksanız, artık günün/haftanın sonuna gelip iş/okul gibi dertlerinizi bir kenara bıraktıktan sonra o günün/haftanın yorgunluğunu üzerinizden atmak için oynarsanız, oyundan alacağınız zevk katlanarak artacaktır. Ben açıkçası oyunun adını bile duymamışken arkadaşımın tavsiyesiyle indirdim ve oynadığım süre boyunca çok keyif aldım, yeri geldi kahkahalar atarak evdekileri uyandırdım.

Oyunu oynayacaklara birkaç tavsiye vermek isterim:

• Öncelikle söylediğim gibi oyunu stres atmak için oynayın, ama oynarken kafanızı da fazla dolu tutmayın, sonuçta arkada sürekli size hikaye anlatan biri var ve oyunun özü burada yatıyor, dolu kafayla anlatılan hikayeyi anlamanız veya ayak uydurmanız zor olacaktır.
• Oyunu oynarken “bitirmek için” oynamayın. Bitirmek için oynamak ne demektir? “Şu oyunu aradan hızlıca çıkarayım (bitireyim), daha oynayacak oyunlarım var.” düşüncesiyle oyun oynamak adeta bir zehirdir. Ne şuan oynadığınız oyundan zevk alabilirsiniz, ne de çok heveslendiğiniz bir sonraki oyundan zevk alabilirsiniz çünkü diğer oyuna geçtiğinizde de yine aklınızda “Daha oynayacak oyunlarım var.” düşüncesi devam edecektir. Bir an önce kendinizi bu düşünceden kurtarmaya bakın. (ASLINDA BU MADDEYİ SADECE BU OYUN İÇİN DEĞİL TÜM OYUNLAR İÇİN SÖYLEMEK DAHA MANTIKLI)

• Gezebileceğiniz kadar yeri gezin, keşfedebileceğiniz kadar şeyi keşfedin. Kuytu köşede kalmış düğmelerle oynayın kapılara girin. Bir odaya girdiğiniz zaman bir süre orada bekleyin, çıktıktan sonra geri girin. Oyunu tamamıyla keşif odaklı oynayın. İçerisinde gizlenmiş olan EasterEgg’leri bulmaya çalışın, keza oyundan aldığınız zevki artıracak ve yeri geldiğinde komedi programı izliyor gibi gülebileceksiniz.
• Oyun 24 TL’lik satış fiyatıyla sunulmasına karşın öncelikle Epic Games hesabınız varsa kütüphanenizi kontrol edin. Epic Games, The Stanley Parable’ı daha önce ücretsiz dağıtmıştı.

Sonuç olarak The Stanley Parable benim açımdan vereceğiniz paraya değecek, kısa ama bir o kadar eğlenceli, çıtır çerez niyetine oynayarak stres atıp ardından rafa kaldıracağınız bir oyun.

The Stanley Parable Metascore: 88

The Stanley Parable’a Benim Puanım: 7/10

The Stanley Parable Sistem Gereksinimleri:

Minimum:

• İşletim Sistemi: Windows XP/Vista/7/8
• İşlemci: 3.0 GHz P4, Dual Core 2.0 (or higher) or AMD64X2 (or higher)
• Bellek: 2 GB RAM
• Ekran Kartı: ATI Radeon X800 or higher / NVIDIA GeForce 7600
• Depolama: 3 GB kullanılabilir alan
• Ses Kartı: DirectX 9 Uyumlu

Önerilen:

• İşletim Sistemi: Windows 10
• İşlemci: Intel Core i3 2120 / AMD FX 4100
• Bellek: 4 GB RAM
• Ekran Kartı: ATI Radeon X800 or higher / NVIDIA GeForce 7600
• Depolama: 3 GB kullanılabilir alan
• Ses Kartı: DirectX 9 Uyumlu