Bir tren yolculuğunda tünellere giriş ve çıkış anı gibidir hayal kırıklığı.
Sonunun arzulara kavuşulmasıyla bitmesi istenen bir uzun yoldur hayat. Bir bilet alırsınız ve hayata yolculuk o andan itibaren başlamıştır. Her ne kadar tükenen mesafelerin neleri getireceği bilinmese de içimizde hep bir hayal vardır güzele doğru akıp giden.
Hayaller adeta güneş gibidir yüzleri aydınlatan, umutla beklentilere kavuşabilmenin sonsuz hazzı ve isteğiyle bu yolculuk sırasında size yol arkadaşı olan. Her daim bir beklenti vardır yüreklerde ve zihinlerde. Tüneller çıkar karşımıza zifiri karanlık ve sonu hiç gelmeyecekmiş gibi hayallerin önünü kapatan, bir anda boşluğa itiveren. Bilirsiniz elbet bir çıkışı olacağını fakat tünelin ucunda gözüken ışığa kadar tahammül edemezsiniz bazen ve bazen de gözlerinizi kapatıp karanlığa meydan okurcasına o an yaşanmış kırıklığa rağmen hayal etmeye devam edersiniz.
Anlık yaşanan karamsarlıklar güneşin tekrar görülmesiyle bir anda kayboluverir ve bu da yaşanan hayal kırıklığına rağmen tekrar hayal edebilmeyi öğrenmektir.
Hayal kırıklığı bu iki tünelin ortasında olandır, yaşanandır. Sonrası ise umutlarla dolu olan yolculuğa devam etmektir yine karşınıza çıkacak tünellerin vereceği boşluk ve kırıklığa rağmen.
Suyun içinde görüntü nasıl kırılırsa, bir hayalin içindeyken de öyledir.. Sudan çıkarsınız, suyun içindeki görüntü başka yerdedir artık, siz ise çok daha başka yerde…
Bir hayalin içinden çıkarsınız, hayat başka yerdedir… Siz ise bambaşka yerde..
Beklentilerinizi yüksek tutmayın,
Umudunuzu kaybetmeyin,
Kendinize, doğaya ve de hayvanlara iyi bakın.

Yorum bırakın