BİR DAHA GERİ GELMİYOR GİDEN

Hızlıca akıp giden hayat mıydı yoksa zaman mı? Sevdiklerimizi bizden alan, umutlarımızı öksüz bırakan, hayallerimizi bizden uzaklaştıran? Hangisidir her geçen an’ı daha fazla zorlaştıran? Yoksa, zorlaştıran bunca sebep varken bile bizler miyiz? Bizi biz yapan şey, yani insanı insan yapan şey kendi iradesi, kendi duygu ve düşünceleri olan varlıklar olmamızdır. Peki bunca sebep varken, yine de zorlaştıran gerçekten de bizler miyiz?

Hemen hemen herkesin geçmişinde yaptığı, beğenmediği ya da şu an olsa yapmayacağı davranışları olmuştur. Bununla iki türlü yüzleşme biçimi vardır;

  • O an öyle doğru geldi ve ben bunu tercih ettim,
  • Keşke öyle yapmasaydım.

İlk durumu ele alırsak, eylemi yapan kişinin geçmişi değiştiremeyeceğinin farkında olup bunu kabullendiğini ve bunun için üzülmediğini, en azından üzülmeyi bıraktığını kolaylıkla söyleyebiliriz.

Ancak ikinci durumda yapılan eylemden hoşnutsuz olduğu ve bununla sınırlı kalmayıp onun nezdinde halen bir üzüntü olarak yaşandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu durumlarla karşılaşmak içten bile değil, hayatta hata yapmadan hiçbir şeyi öğrenemiyoruz. Hayatta her hatanın telafisi vardır, ölüm hariç. Ölümlü varlıklarız ve eninde sonunda öleceğiz, bunun bilincinde olup unutmamak lazım ki ölüm haricinde her şeyi düzeltebiliriz. Her zaman kazanamayız, bu hayatın gerçeği ancak her daim ayağa kalkıp yeniden deneyebiliriz. Hata yapmaktan korkmamalı, hata yapacak kadar cesur olabilmeliyiz. Yenilgi, başarısızlık ve hayal kırıklığı bu yolda, yaratıcının yol gösterme araçlarıdır. Bu araçları ele alıp sonucu ne olursa olsun öyle bir mücadele etmeli ki, olmasa bile en azından mücadelen seni tatmin edebilmeli. Bu dediklerim insan ilişkilerinde genellikle kullanılmak isteyip kullanılamayan altın değerinde prensipler. Yukarıda da belirttiğim gibi, maalesef geçmişi değiştiremeyiz. Herkese ve her duruma uygun olmayabilir ama benim bu konuya olan bakış açım geçmişimin yani şu ana kadar yaşadıklarımın içimle dışımla “ben” olarak modellenmesi. Tecrübelerim, acısıyla, tatlısıyla geçen 19 senede beni ben yapan şeyler oldu. Kimi zaman güldüm, kimi zaman üzüldüm, kimi zaman eğlendim ve hayat dur durak bilmeden devam etti ve ben bu satırları yazarken bile akıp gitmeye devam ediyor. Geçmişim, benim bugünümü oluşturdu, elimde olanlarla ve olmayanlarla. Bunları tatlı hatıralar ve beni ben yapan geçmişim olarak bakmak dışında yapamam gereken başka bir şey yok. En ama en önemlisi ise, bugünümün de geleceğimi oluşturuyor olması. Benim bugün attığım belki her adımın, aldığım her bir nefesin bile yarınlarıma bir ekmek ufağı kadar bile olsa etkisi olacak. Geçmişi düşünüp, oturup üzülmenin, karalar bağlamanın hiçbir mantığı yok, dediğim üzre tatlı, acı hatıralar olarak anımsanabilir kılınmalı sadece. Geçmişi düşüneceğim derken, geleceğimizden olmamak dileğiyle.

Doğayı sev,

Hayvanları koru,

YKS’ye girecek dostlarıma başarılar diliyor, bunun ne olursa olsun hayatın sonu olmadığını hatırlatmak istiyorum, kendinize iyi bakın dostlar.

Yorum bırakın