Pablo Picasso

Pablo Picasso konuşmadan önce resim çizmeye başlamıştı. Çocukken kağıtları, kalemleri ve resim çizerek harcadığı saatleri ile mutlu oluyordu. Babası ressamdı ve oğlunun resim çizmesini çok seviyordu ancak bilmediği şey oğlu Pablo’nun dünyanın en iyi ressamlarından birisi olacağıydı.

Picasso 1881 senesinde İspanya’nın Malaga şehrinde doğdu. Çok kötü bir öğrenciydi ve okuldan nefret ediyordu. Ders çalışmak yerine resim çizmeyi tercih ediyordu. Sekiz yaşına geldiğinde ilk yağlı boya tablosunu bitirmişti. Çok güzel renklere sahipti. Pablo bu tabloyu hiç satmadı.

14 yaşına geldiğinde ailesi Barcelona’ya taşındı. Güzel Sanatlar okuluna gitmek istiyordu. Okula girmek için öğrencinin bir boyama çalışmasını bir ayda bitirmesi gerekiyordu. Picasso bir günde yaptı.

18 yaşına geldiğinde tek başına Paris’e taşındı. Başlarda çok fakirdi. Tek odalı bir evde yaşıyor. Sadece bir mum ışığında çalışıyordu ancak bazen mum almaya bile parası olmuyordu. Ancak Picasso sağlam bir karaktere ve iyi bir özgüvene sahipti bir gün başarabileceğine inanıyordu. Zamanı geldiğinde ise bir çalışmasını bitirdikten sonra önemli birisiyle tanıştı ve sonrasında zengin ve ünlü oldu.

Picasso birçok yönden garipti. Mesela çok uzun bir süre telefon istememişti. Bir gün oğlu neredeyse ölmek üzereyken yardım istemek için kimseyi arayamayınca bu huyundan vazgeçmişti. Ya da Picasso hiçbir şeyi çöpe atmazdı. Boş bir sigara paketini bile. Yalnız kalmayı severdi. Bazen kendisini stüdyosuna kilitler ve içeriye kimseyi almazdı. Hayvanları çok severdi. Bir maymunu, bir keçisi, yılanları ve çokça köpeği vardı. İki kez evlendi ancak hiçbir zaman tam anlamıyla aile olamadı. Arkadaşlık bağları da hep kopuktu zaten. Çünkü onun için işi insanlardan çok daha önemliydi.

Picasso uzun ve dolu dolu bir hayat yaşadı. Hiçbir zaman çalışmayı bırakmadı. Öyle ki 90 yaşına geldiğinde 200 tablo yapmıştı ve 91 yaşında öldüğünde ise hala bir tablo üzerinde çalışıyordu.

Picasso dünyadan bir sanat dehası olarak ayrıldı.


,

Yorum bırakın