Call of Juarez serisini duydunuz mu daha önce hiç? Call of Juarez serisi, 2005’ten 2013’e kadar çıkmış olan, “Western” konulu bir video oyun serisi. Benim bu oyunlarla tanışmamın ise acı bir geçmişi var. Gunslinger’ı incelemeden önce size bu geçmişten bahsetmek istiyorum:
Daha henüz çocukken bir gün dayımdan gelen hoş bir sürprizle karşılaştım. Eve geldiği zaman elinde birkaç tane oyun CD’si vardı. Hemen bir hevesle oturdum oyunları bilgisayara kurup oynamaya başladım. Bu oyunlardan birinin adı “Call of Juarez the Cartel” idi (Şuan bu yazıyı yazarken oyunun CD’si masamda duruyor). Oyunu gördüğümde o kadar ilgimi çekmişti ki…
- CD’nin arkasındaki resimlerde silahlar vardı ve silah oyunlarını çok seviyordum.
- Oyunun teması vahşi batı temasıydı ve kovboylar vardı, bilin bakalım kim kovboylara bayılır 🙂
- Bunlar yetmezmiş gibi üstüne üstlük oyunun kapağındaki adam da karizmatikti

Yukarıda saydığım 3 sebepten dolayı bu oyunu oynamak için öyle bir heveslenmiştim ki o anki tek amacım bu oyunu oynamaktı (Bu arada Call of Juarez the Cartel bir Ubisoft oyunudur.), ne olursa olsun bu oyunu oynamalıydım. Taktım CD’yi kurdum bilgisayara tam oyuna gireceğim bana “Steam” isimli bir uygulamadan hesap açmamı istedi. O zamanlar ben 12-13 yaşında çocuğum, bilmem Steam falan, yeni bir hesap oluşturdum, şifremi rastgele bir şey yaptım, Oyunun CD’sinde yer alan aktivasyon kodunu girdim ve oyunu kütüphaneme ekledim. Tam oyunu oynamaya başlayacaktım ki her çocuğun üzerine vazife olan kutsal bir görevi yerine getirme zamanımın geldiğini fark ettim ve ekmek almaya çıktım. Fakat geri geldiğimde bilgisayar kapalıydı. Açtım bilgisayarı, oyuna tıkladım fakat bilin bakalım kim Steam şifresini rastgele oluşturduğu için hatırlamıyordu. Sonuç olarak Call of Juarez the Cartel, benim hiç deneyimleyemediğim, içimde bir ukte olarak kalan bir oyun oldu.
Bu Olaydan Çıkarılacak Ders:
Hani genel olarak insanların söylediği bir söz vardır: Sahip olduğun şeyin kıymetini anlaman için önce onu kaybetmen gerekir. Yapmayın bunu arkadaşlar. Yalnızca oyun olarak da bakmayın duruma, ben sadece başıma gelen bir olayı aktardım sizlere. Sahip olduğunuz şeylerin kıymetini kaybetmeden fark edin.
Örneğin bir iş mi yapmanız gerekiyor, o işi ertelemeyin derhal yapın, sahip olduğunuz zamanın kıymetini bilin.
Aile insanın en büyük dayanağıdır. Ailesiz kaldığınızı hayal edin bir, boğazınız düğümlendi değil mi? Ailenizin kıymetini bilin.
Kimseye muhtaç etmeyin kendinizi, paranızın kıymetini bilin.
Dostlarınızın kıymetini bilin mesela, onları kaybetmeyin. Ufak tartışmaların aranızı açmasına izin vermeyin, birbirinizi koruyup kollayın.
Birini mi seviyorsunuz, sevginizi haykırmaktan çekinmeyin. Sımsıkı sarılın o kişiye, öyle sıkı sarılın ki dünya sarsılsa ayıramasın sizi. Sevdiğiniz kişiye istediğiniz anda ulaşamadığınız zaman anlarsınız demek istediğimi. Unutmayın, “Aşk değil; ayrılık adama şiir yazdırır, roman yazdırır, resim çizersin, şarkı yaparsın, bir şekilde dökersin içini, anlatırsın derdini!”. O kişinin kıymetini, onu kaybetmeden bilin. Fırsatınız varken elinden tutun ve sevdiğinizi söyleyin, sevginizi hissettirin.
Her şeyin olduğu gibi mutluluğun da bazı püf noktaları vardır. Bu ufak detaylara özen gösterdiğiniz sürece mutlu olmak inanın zor değil. Sahip olduğunuz şeylerin kıymetini, onları kaybetmeden öğrenin; öğrenin ki ileride pişmanlık yaşamayasınız.
Oyunumuza Dönersek…
İçimde bir ukte olarak kalan oyundan bahsettiğimize ve söylemek istediklerimizi söylediğimize göre şimdi de yazımızın ana konusu olan Call of Juarez Gunslinger’a geçelim.
Öncelikle şunu söyleyeyim, ben oyunu ücretsiz edinmiştim fakat oyunun fiyatı çok da pahalı değil, indirim dönemlerinde alınabilir. Oyun “Hikaye Modu”, “Arcade Mod” ve “Düello Modu” gibi farklı modlar barındırıyor fakat ben sadece hikaye kısmını oynadım ve bu kısım üzerinden yorum yapacağım -ki zaten önemli kısım da burası.

Öncelikle oyunun grafiklerinden bahsetmek istiyorum çünkü gayet beğendim. Grafikleri üst düzey olduğu için mi? Hayır, 2013’te çıkmış bir oyun kendisi ve grafikleri üst düzey falan değil. Peki çok gerçekçi olduğu için mi? Bu sorunun cevabı da hayır. Benim grafikleri beğenmemin sebebi çizgiromanvari grafik tasarımı tercihinde bulunmuş olmaları. Grafikleri çizgi roman tarzında hazırlamışlar ve bence çok da tatlı duruyor.

Hikaye bölümü hakkında yorum yapmak istersem, açıkçası ben hikayeyi pek de takip etmedim. Fakat hikayenin anlatım tarzı çok hoşuma gitti. Oyun tek bir ana hikayeden oluşmuyor. Ana karakterimiz girdiği bir barda başından geçen olayları çevresindeki insanlara anlatıyor ve biz bu anıları oynuyoruz. Hikaye anlatım tarzındaki ufak detaylar ise çok hoşuma gitti. Örneğin ana karakterimiz aynı anda 100 kişiyle çatıştığından bahsederken (bu konuşma geçerken biz o 100 kişiyle çatışma sahnesini oynuyoruz) çevresinde hikayeyi dinleyen insanların abarttığını düşünmesi, laf atması falan çok güzel detaylar. Veya hikayesinin dinlenip dinlenmediğini anlamak için ana karakterimizin uydurma bir hikaye anlatması ve insanların nabzını yoklaması, bu nabız yoklama sırasında bizim o uydurma sahneyi oynuyor olmamız da gayet keyif vericiydi bana göre. Eksi olarak sayabileceğim kısım ise şudur ki gereksiz uzatılmış. Oyunun süresi kısa, ben 6.5 saat gibi bir sürede bitirdim oyunu, fakat kısa süren bir oyuna göre de gereksiz uzun ve sıkıcı olmuş çünkü anlatılan hikayeler anılar eğlenceli olsa da kim 6 saat boyunca anı dinlemek ister ki? Ana hikayenin de zayıf kalması, finalin tahmin edilebilir bir şekilde tasarlanması hikayeye olan heyecanı söndürüyor. Benim fikrimce bu oyunun süresi 4 saat civarı olmalıydı, gerisi fazlalık.

Yapay zeka konusunda çok bir şey söyleyemeyeceğim çünkü inanın yapay zekanın zekasını test etme şansım olmadı. Oyundaki düşmanlar sizi gördüğü an ateş etmek üzere tasarlanmışlar, ve birkaç saniye görüş alanlarında kalırsanız ıskalamamaya başlıyorlar. Bu yüzden pat küt savaşmak zorunda kaldım ve yapay zekanın bir zekaya mı sahip yoksa yalnızca ateş etmek üzerine kurulu basit NPC’ler olarak mı tasarlandığı konusuna pek bir yorum yapamayacağım. Fakat oynanış gayet eğlenceliydi. Vuruş hissi yeterli, zorluk seviyesi tatmin ediciydi. Normal zorlukta kâh ölüp kâh dirilerek akıcı bir şekilde oynadım ve zevk aldım. Ama bu zevki kıran bazı durumlar yok muydu elbette ki vardı, örneğin düşman çeşitliliği bossları dışarıda tutarsak bir veya iki adet. Evet bir veya iki… Yalnızca ellerindeki silahlar değişiyor. Bu durum da oyun zevkini doğal olarak baltalıyor. Boss dövüşlerine de yansımış bu durum, hepsi için söylemiyorum ancak oyunun başındaki birkaç boss dövüşü neredeyse aynı. Fakat bu durum oynarken canınızı sıkmasın çünkü çok fazla boss dövüşü var ve gerçekten çok güzel tasarlanmışlar.

Sonuç olarak Call of Juarez Gunslinger, bir beklentiye girmeden oynadığım için beğendiğim, çıtır çerez olarak tanımlayabileceğim hikayenin gereksiz uzatılmasından dolayı bazı noktalarda sıkıldığım fakat genel anlamıyla görüşlerimi olumlu yönde etkileyen bir oyun oldu.

Puanlama:
Call of Juarez Gunslinger Metascore: 79
Call of Juarez Gunslinger’a Benim Puanım: 6.5/10
Call of Juarez Gunslinger Sistem Gereksinimleri:
Minimum:
- OS: Windows® XP (SP3) / Windows Vista® (SP2) / Windows® 7 (SP1) / Windows® 8
- Processor: 2 GHz Intel® Core™2 Duo or 2 GHz AMD Athlon™ 64 X2
- Memory: 2 GB RAM
- Graphics: 512 MB DirectX® 9.0c–compliant
- DirectX®: 9.0c
- Hard Drive: 5 GB HD space
- Sound: DirectX 9.0c–compliant
- Additional: Peripherals Supported: Windows-compatible keyboard, mouse, optional controller (Xbox 360 Controller for Windows recommended)
Önerilen:
- OS: Windows® 7 (SP1)
- Processor: 3 GHz Intel® Core™2 Duo or 3 GHz AMD Athlon™ 64 X2 or better
- Memory: 4 GB RAM
- Graphics: 1024 MB DirectX 10–compliant or higher
- DirectX®: 10
- Hard Drive: 5 GB HD space
- Sound: 5.1 surround sound
- Additional: Peripherals Supported: Windows-compatible keyboard, mouse, optional controller (Xbox 360 Controller for Windows recommended)

Gelmiş Geçmiş En İlgi Çeken 32 Erkek Oyun Karakteri – D.O.F.T. için bir cevap yazın Cevabı iptal et